Dolar 32,5069
Euro 34,9330
Altın 2.437,78
BİST 9.717,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli 22°C
Az Bulutlu
Kocaeli
22°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 16°C
Paz 17°C
Pts 18°C

Bursa’da uzman psikolog davranışların altında yatan sebepleri anlattı

Bursa’da uzman psikolog davranışların altında yatan sebepleri anlattı
7 Mart 2022 16:14
67

Bursa’da Esentepe Hastanesi Uzman Psikolog Dildade Demirören Şeker, bazı insan davranışlarının (mükemmeliyetçilik, sinirlilik, kusursuzluğu arama, beklenti seviyesinin yükselmesi vb.) arka planında yatan sebepleri kaygı seviyesinin yükselmesiyle ilişkili olduğunu ifade etti.

GÜLİN ÖZDEMİR / BURSADA BUGÜN/BURSA İGFA- ‘Ben böyleyim’ demek kolay. Peki neden böylesin? Hiç düşündün mü? Bursa’da Esentepe Hastanesi Uzman Psikolog Dildade Demirören Şeker, bazı insan davranışlarının arka planında yatan sebepleri anlattı. 

Uzman Psikolog Dildade Demirören Şeker, “Mükemmeliyetçilik, sinirlilik, kusursuzluğu arama, beklenti seviyesinin yükselmesi, kontrol algısını elinde tutamama ve panik halleri kaygı seviyesinin yükselmesi ile ilişkili olabilmektedir. Peki nedir bu kaygı? 

Kaygı, düşüncelerden yola çıkan zihnin gerçeklik ya da hayali tehdit algısıyla oluşturduğu ve endişeli ruh hali algısıyla oluşan duygudur. Olası durumlarda kaygı, her bireyde bulunur ve doğal kabul edilir. Hatta hafif kaygı duymak, olaylarla ilgili başa çıkma mekanizmasını geliştirir fakat kişinin günlük yaşamını etkileyen, olaylarla başa çıkamadığı, işlevselliğini yitirdiği durumlarda oluşan kaygı seviyesinin yükselmesi, alternatif düşünmeyi sağlatmaz, rutin bozuluyor demektir. 

Psikiyatride, kaygı bozukluğu olarak adlandırılan bu türde, sıklıkla görülen bir durumdur. Mükemmeliyetçilik, kusursuzu arama, kontrol algısının artması, artmış sorumluluk hissi, felaketleştirmeler, gelecek ile ilgili olumsuz bilişsel çarpıtmalar kaygı seviyesinin yükselmesine ve bu bozukluğun oluşmasına zemin hazırlayabilmektedir. 
Bazı durumlarda da düşüncelerin farkında olmayan bireylerde, fiziksel bir hastalık olabileceği düşünülüp, öncelikli olarak kardiyologlara, göğüs hastalıkları hekimlerine veya gastroenterologlara başvurarak, bozukluğun somatik yani fiziksel belirtileri için tedavi aramaktadırlar” açıklamasında bulundu. 

“TAKINTILI DÜŞÜNCELER ZİHNİ YORUYORSA…”

“Bu tipte en çok belirti ortaya çıkaran hastalıklar olarak mide ve kalp problemleri gelmektedir” diyen Demirören, sözlerine şöyle devam etti; “Örneğin; kişiler, düşünceleriyle baş edemediğinden, panik atak dediğimiz durum yoğun yaşanmakta. Peki ne yapmalı? Gece artan takıntılı düşünceler zihnimizi yoruyorsa, sürekli endişeli bir ruh hali içindeysek, doktor doktor gezip hiçbir hastalığımız olmadığı söylendiği halde yine hasta gibi hissediyorsak, mükemmelliyetçilik, aşırı öfke, hassasiyet gibi durumlar varsa bir uzmandan destek almak gerekmektedir.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.