Dolar 32,3487
Euro 35,0455
Altın 2.324,29
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli 24°C
Açık
Kocaeli
24°C
Açık
Cum 28°C
Cts 28°C
Paz 29°C
Pts 31°C

Didim’de Seramik Hayvanat Bahçesi

Didim’de Seramik Hayvanat Bahçesi
1 Nisan 2022 00:04
44

Unutulmaya yüz tutmaya başlayan mesleklerden olan çömlekçilik mesleğini Didim’de yaşatan Çağdaş Yapılcan, mesleği ile ilgili açıklamalar yaptı.

Kemal ETLEÇ (DİDİM POSTASI)- Aksaray’dan Didim’e yerleşen çömlekçi Çağdaş Yapılcan, “Aksaray’da yaşarken can sıkıntısından dolayı açılan çömlek kursuna katılarak başladım. Kursa katıldığım ilk gün bu işi çok sevdim. O dönemde çiftliğim vardı, hayvan yetiştiriciliği yapıyordum. Kursta geçen 15 günüm sonrasında çiftliğimdeki hayvan damını bozarak çömlek atölyesine çevirdim. Bir yıl boyunca kendi başıma çömlek yapmayı öğrendim. Bu süre zarfında kendimi yetiştirdim. Yetiştirdim diyorum ama bu sürede o kadar çok zorlandım ki ama yılmadan, usanmadan çalıştım. Sonrasında ege bölgesine gelmeye bir gecede karar verdim ve Didim’e gelip yerleştim.

Sanayide bir dükkan tuttum. Atölyemi kurarak çalışmaya başladım. 4-5 Sene tutundum tutunamadım diyerek geçti. Kimseyi tanımıyordum. Oldukça zor bir dönemdi. Şu anki dükkânımı 2 sene önce tutarak burada çalışmaya başladım” dedi. 

“Hayvanları çok sevdiğim için bu işi nasıl değerlendirebilirim diye düşünürken, hayvanları karikatürize ederek çömlekçilikle birleştirdim. 1,5 senedir bu ürünler üzerine çalışıyorum” diyen Yapılcan, “Türkiye’de butik atölyelerde bu tip ürünler üreten yok denecek kadar azdır. Ben imkânlar dâhilinde seri üretim yapıyorum diyebilirim. Sadece benim yaptığım tarzda sadece bu ürün üzerine çalışan dünyada da yoktur heralde.Minimalist yaşamayı hedefleyen bir insan olduğum için, sadece geçinecek kadar “kimseye muhtaç olmayacak kadar” diye bir deyim var ya aynen o kadar gelirim var. Ülkenin ve dünyanın ekonomik durumu ortada.. İmal ettiğimiz ürünler lükse girdiği için ileride ne olur kestiremiyorum” ifadelerini kullandı. 

“SABIR GEREKTİREN BİR İŞ”

Yaptığı ürünleri yurtdışına pazarlamayı düşündüğünü söyleyen Yapılcan, “Bir ara ücretsiz kurs vermeye başladım. Ancak kursa devam süresi en fazla 45 gün oldu. Çok fazla sabır ve emek gerektiren bir iş.  Çok basit gibi gözükse de bilgi, beceri ve eğitim gerektiriyor. İnsanlar çabuk sıkılıp bıraktıkları için işi büyütmek gibi bir şansım yok. Avonos’ta, Kütahya’da olsam bu işin yetişmiş elemanları var. Didim’de böyle tecrübeli eleman olmadığı için mecbur kendim yapmak zorundayım. Tek başına olunca da belli bir kapasitem var. Bu nedenle büyük işlere giremiyorum. Yurt dışında butik birkaç işletmeye ürünlerimi gönderiyorum. Ben buişi meslek edinmek istiyorum, sabırla öğrenirim diyenler varsa da mesleği öğretmekten zevk alırım.
Bu iş yetenek ve azim gerektiriyor. Mesela Keman çalınırken gördüğümüz; “Yayı dört telin üzerinde git gel yapılıyor.” Ancak bunun o kadar kolay olmadığını hepimiz biliyoruz. Seramikte de tornada çalışırken sizin de gördüğünüz gibi eller çok hassas hareket ediyor. On parmağın onunun da ayrı ayrı görevi var. Az önce kurstan 15 gün sonra atölyemi açtım dedim ya, sonraki süreçte bir çömlek yapabilmek için aylarca yap-boz çalıştım. Saatlerce günlerce çalıştım, yeri geldi elimdeki çamuru duvarlara vurduğum oldu. Ancak sabırla çalışmaya öğrenmeye devam ettim” dedi. 

“SANATSIZ KALMIŞ MİLLETİN HAYAT DAMARLARINDAN BİRİ KOPMUŞ DEMEKTİR”

Çağdaş Yapılcan, “Özellikle Didim Belediye’sine söyleyeceklerim olacak. Atatürk’ün şu sözünü hatırlatarak başlamak istiyorum. “Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Bu nedenle sanatın her dalını önemsemelerini istiyorum. Kendi mesleğimle ilgili de Altınkum’daki Yalı Caddesi üzerine en azından 15-20 tane mini atölye tarzında ahşap dükkânlar yapılarak kiraya verilse kaybolmaya yüz tutmaya yüz tutmuş meslekler yaşatılsa buranın vizyonu değişir. İnsanların bakış açısı değişir. Hem sanatçıya destek olur hem sanatını devam ettirmesi için güzel bir mekân olur. Bu talebimiz umarım değerlendirilir” dedi. 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.